KALPLER DERYASI FM
  SIIRLERIM TIKLAMADAN GECME
 







Yüreğine Seçtiğin O Oyuncak Ben Miydim!!!
Yalanmış ne varsa yaşadığımız.
Ne varsa söylediğin, ne varsa hissedilen, her şey yalanmış.
Bu kadar geç mi anlamalıydım?
Bu kadar çok mu bağlanmış olmalıydım?
Neden en başında değil de şimdi?
Ben miydim yüreğine seçtiğin oyuncak?
Kaybolan zamanlar, yikik umutlar gelir mi geri?
Issızdım.
Yapayalnızdım.
Çaresizdim.
Karanlık ve de tükenmiştim gittiğinde.
Sustum, söyleyemedim.
İçim ağlıyordu da bir damla gözyaşı dökemedim.
"Seviyorum" diyemedim.
Toprağın kokusunu, havanın kokusunu, çiçeklerin kokusunu hepsini bir bir çektim içime bir Senin kokundu bilmediğim.
Alakadar olmadığım ne varsa bildim.
Hepsini ezberledim.
Yalnızca Sendin bir kelime edemediğim.
Sesini bilmediğim, yüzünü görmediğim, sadece hayal edebildiğim bir güzelliktin.
Dolaşıyordun damarlarımda.
Sen sadece kendini anlattığın kadardın.
Bir de Seni içimde büyüttüğüm kadar.
Suskundum.
Tek başınaydım.
Âşıktım.
Yanmış ve de kahrolmuştum gittiğinde.
Yaşamak bile istemedim.
Ölmeye de cesaret edemedim.
"Seviyorum" diyemedim.
Dur! deseydim, kal! deseydim kalır mıydın benimle?
Gitme! Desem, dinler miydin beni?
"Sevdim Seni hem de aklının alamayacağı kadar" deseydim inanır mıydın?
Sen de beni en az benim kadar sever miydin?
Of! Yanıyor içim.
Sen böyle gitmemeliydin.
Hani ben vazgeçilmezindim.
Hani uğrumda her şeyi göze alırdın?
Hani "Çık gel!" desem en uzak yollardan bana varırdın?
Hani imkânsızlık denen bir şey yoktu?
Hani seven her engeli aşardı?
Yeminlerin, sözlerin hani?
O büyük sevdan nerede hani?
Şaşkındım.
Yıkık ve viraneydim sen gittiğinde.
Gitmezdin!
Ya sevseydin ya da yokluğuma dayanamaz gelirdin.
Ama gittin ve ben bakakaldım arkandan.
"Seviyorum"diyemedim.
Yalanların, yanlışların, hataların ve de pişmanlıkların hepsi Senin olsun gelme!
Gittiğin yer, hiç olmadığın dünyamdan daha fazla mutluluk vermeyecek sana bilesin!
Affım yok!
Ne sana ne de yaptıklarına.
Vazgeçmiştim.
Rest Çekmiştim.
Savrulmuştum.
Harabe ve yok olmuştum sen gittiğinde.
Yaşamadıklarıma pişmanlık şöyle dursun, yaşadıklarıma lanet olsun.
Geri dönme şansımız olsa belki söylerdim.
Tekbir şey kaldı içimde; "Seviyorum" diyemedim.....
D-U-E-K 


BÖYLE SEVDİM İŞTE
Ben seni kocaman bir yürekle sevdim. Gözlerim değil, yüreğimdi seni gören.
Sen damarlarımdaki kana karışıp, geldin oturdun yüreğime. Bir başka yerde olamazdın zaten.
Sen, benim en değerli yerimde, yüreğimde olmalıydın,orada kalmalıydın. çok aşka ev sahipliği yapan bu yürek, ilk kez bu kadar kolay kabullendi seni.
Herhangi bir konuk değildin artık. Bu yüzden ne ağırlama faslı vardı, ne de uğurlama. O yüreğin gerçek sahibiydin.
Şimdi sonbahar, kışa giriyoruz ya... Ben dört mevsim baharı yaşadım seninle.
çiçek çiçek açtın yüreğimde. Gökkuşağı zayıf kaldı, senin renklerin karşısında. Taze bir yaprak gibi yeşildin. Açelya idin pembeliğinle. Üzerine çiğ taneleri düşmüş sarı güldün. Kırmızıydın bir ateş gibi.
Ve maviydin... En çok bu renkle anmayı sevdim seni. Denize tutkundum, denizi sensiz, seni de denizsiz düşünemedim.
Seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da... Kendime bile dar gelirken, içinde herkese yer olan bir hayatın sahibiydim artık.
En kızgın, en tahammülsüz olduğum anlarda bile, seni düşünmek yetti bana.
İçimdeki sevinç yüzüme yansıdı, güldüm.
Beni öylesine güldüren senin sevgindi ve ben kaygısız, içten gülüşün ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey olduğunu anladım seninle...
Her şeye rağmen sevdim seni. Güçlüydüm ve aşamayacağım hiçbir zorluk yoktu.
Koca bir kente, koca bir ülkeye kafa tutabilirdim. Sen elimden tuttuğunda, patlamaya hazır bir volkan gibi hissederdim kendimi.
Menzil sendin ve ben o menzile ulaşmak için couml;nüme çıkan her şeyi yok edebilirdim.
Sana ulaşmamı engelleyecek her şeyi eritirdim, kül ederdim. Sana ulaştığımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm. Ve o göle bir tek sen
girebilirdin.
Sevdim ve hayrandım da... Her halin çekti beni. Duruşunu, uyumanı, gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını, kurnazlığını, çocukluğunu,olgunluğunu sevdim.
Sesini de sevdim suskunluğunu da.
Küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim. Seni ve o doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu zaman.
Sığmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni
yeterince tarif edecek kadar derin olmadı.
Seni severken yorulmadım. çünkü sen yaşam kaynağıydın. Her gün yenilendim.
Seninle çoğaldım, büyüdüm. Eksik kalan neyim varsa tamamladın.
Ölmeyecektim çünkü sen ölmezliğin ta kendisiydin.
Sevdim işte ötesi yok...
D-U-E-K
.

Söyleyemedim ...
Tek tarafli bir sevgiydi,
beni sana bağlayan
ve gözyaşina boğulan yüreğimdeki..
İki tarafına da dokunsan,
hiçbir sonuç alamadığın,
bir sevdaydı benimkisi..
Ben seviyordum
ve içimden,
bağıra bağıra söylüyordum.
Ben sana aşiktım,
ama sen hissetmiyordun..
Çikaramiyordum içimdeki gücü.
Anlatamıyordum
´seviyorum´lu biten o son sözü.
Ve gözlerimle söylüyordum
ve ben seni özlüyordum,
ama sen görmüyordun...!ışını.
Her yere ayak uyduran,
o çilgin rahatlığını.
Ve yerinde kullandığın,
olgun tavrını seviyordum..
Her şeyinle hoşuma gidiyordun
ve bana,
her şeyinle çekici geliyordun..
Ben sana hayrandım,
ama sen bilmiyordun..
Söyleyemedim sana..
Attığım her yeni adımda,
risk alarak başlardım hayata.
Ama,
sana karşi kumar oynayamadım,
rest çekemedim hayata.
Seni kaybetmekti,
sevginin yanında
sevgimin yalnız kalmasıydı korkum
ve ben bunu,
bir türlü göze alamıyordum...!
herşeyimle seninim ...!
.


NEDEN ANNE NEDEN BEN ?
DÜN BIR PARTIYE GITTIM ANNE, BANA ÖGÜTLEDIKLERIN AKLIMDAYDI.
ICKI ICME YAVRUM DEMISTIN, YALNIZCA SODA ICDIM ANNE, DEDIGNI YAPTIGIM ICIN ICIM GURURLA DOLUYDU.
DIYERLERINE BENZEMEDIM ANNE, TIPKI SENIN DEDIGIN GIBI....
SIMDI PARTI SONA ERIYOR ANNE VE HERKEZ ICKILI ARABA KULLANMAYA BASLADI, ANNE....
TAM YOLA CIKACAKTIM DIGER ARABA BENI GÖRMEDI ANNE, BANA BIR ESYAMISIM GIBI CARPTI....
KALDIRIMDA UZANMIS YATARKEN YARALI, POLISIN: BU COCUK SARHOS DEDIGNI DUYDUM ANNE.
BANA CARPAN SARHOSSA, ONUN HATASINI BEN MI ÖDÜYECEGIM ANNE?
BURDA ÖLÜYORUM ANNE, HAYATIM BIR BALON GIBI SÖNCEKMI?
ETRAF KAN DOLU ANNE, BENIM KANIMLA... HISSEDIYORUM,ÖLECEGIM.....
SANA BIRSEY SÖYLEMEK ISTIYORUM ANNE:
YEMIN EDERIM BEN ICMEDIM....
ICEN BEN DEGIL, ONLARDI ANNE. GALIBA BANA CARPANLA AYNI PARTIDEYDIK.
TEK FARK O SADECE SARHOS, BENSE ÖLÜYORUM ANNE.
BANA CARPAN COCUK YÜRÜYOR, GÖRÜYORUM.
BU HAKSIZLIK!!
BIRILERI ONA ICKILI ARABA KULLANMAMASINI SÖYLEMELI ANNE.
KARDESIME SÖYLE AGLAMASIN ANNE, BABAMA SÖYLE CESUR OLSUN.
MEZARIMIN BASINA BABASININ OGLU DIYE YAZMAYI UNUTMASIN.
NEFESIM TÜKENIYOR, GITTIKCE HALSIZLESIYORUM.
NE OLUR, AGLAMA ARKAMDAN....
SON BIR SORUM VAR ANNE, ELVEDA DEMEDEN ÖNCE:
SUCLU BEN OLMADIGIM HALDE ÖLEN NEDEN BENIM NEDEN NEDEN BEN ANNE.........??  C*
MEHMETC*
Çok samimi iki dost ve arkadaşlardı. Fakat bir tanesi çok kurnaz atılgan ve hareketli, diğeri ise çok saf, dürüst ve sessizdi. Bir gün kurnaz olan arkadaş , diğer arkadaşın yanına giderek işlerinin bozulduğunu söyler ve kendisinden para ister. Samimi dostu onu hiç kırmaz ve elindeki bütün parayı arkadaşına verir. Arkadaşı bu parayla işlerini düzeltir.

Bir süre sonra kurnaz olan yine arkadaşının yanına gider ve arkadaşının evlenmek üzere olduğu nişanlısını çok
beğendiğini ve kendisine vermesini ister. Arkadaşı çok şaşırır, ne diyeceğini bilemez.Fakat aralarında o kadar kuvvetli bir sevgi vardır ki arkadaşına hayır diyemez, nişanlısını arkadaşına verir.

Zaman içinde Saf olanın işleri bozulur ve birden arkadaşı aklına gelir
ben ona sıkıştığında iyilik yapmıştım diyerek arkadaşının iş yerine gider
ve kendisine çalışması için iş vermesini ister. Arkadaşı ona iş vermez. Bizimki pişmanlık ve üzüntü içinde geri döner ama yinede arkadaşına kızamaz. Bir gün sokakta dolaşırken yanına hasta ve yaşlı bir adam yaklaşır. Fakir olduğu için ilaç alamadığını söyler. Bizimki yaşlı adamcağıza acır, istediği ilaçları alır ve adamcağıza verir. Kısa bir süre sonra yaşlı adamın öldüğünü duyar. Yaşlı adam çok zengindir ve bütün mirasını kendisine bırakmıştır.

Saf adam artık zengindir. Biraz da sevdiği dostuna olan kırgınlığıyla dostunun iş yerinin karşısında bir ev alır ve oraya yerleşir. Bir gün evinin kapısını dilenci bir kadın çalar. Yaşlı kadın çok aç olduğunu, kendisine yemek vermesini ister. Bizim saf hiç düşünmeden kadını içeri alır karnını doyurur, Kimsesi olmadığını
öğrendiği kadına;

Kendisinin de yanlız olduğunu söyler ve bu evde birlikte
yaşıyalım sen evin işlerini ve yemekleri yaparsın der, yaşlı kadın hiç
düşünmeden kabul eder. Bir süre sonra yaşlı kadın bizimkine, kendine
uygun bir kız bulup evlenmesini söyler. Bizimki böyle bir kızı nasıl
bulacağını, kendisinin tanıdığı olmadığını söyler.Yaşlı kadın ona uygun bir
kız tanıdığını ve kendisiyle görüştürebileceğini söyler. Görüşmeler
sonucunda evlenmeye karar verilir ve düğün davetiyeleri basılır. Bizimkisi
kırgın olduğu halde çok samimi dostunu yinede unutamamıştır. Biraz da
geldiği konumu görmesi açısından samimi arkadaşına da davetiye gönderir .
Düğün günü gelir çatar.
Saf adam düğün salonunda bir şeyler söylemek
isteğiyle mikrafonu alır ve başlar yaşadıklarını anlatmaya;
--Eskiden çok
sevdiğim bir dostum vardı. Bir gün işleri bozulunca benden borç para istedi elimdeki bütün parayı verdim. Evlenmek üzere olduğum nişanlımı çok beğendiğini söyleyerek benden istedi. Çok üzülerek onu da kendisine verdim . Çünkü biz gerçek dosttuk onun üzülmesini istemedim. işlerim bozulduğunda onun fabrikasına gittim ve çalışmak için kendisinden iş istedim. Bana iş vermedi. çok üzüldüm, ama yinede arkadaşıma kızmıyorum .çünkü biz gerçek dosttuk. Bu konuşma üzerine kurnaz olan arkadaşı daha
fazla dayanamaz

mikrofonu eline alır ve başlar konuşmaya;
Benim de bir zamanlar çok sevdiğim bir dostum vardı.
İşlerim bozulduğunda kendisinden para istedim, bütün parasını bana verdi.
Sonra ondan nişanlısını istedim, üzülerek nişanlısını da verdi. Nişanlısını
istememin nedeni o kadının arkadaşıma layık olmamasıydı (Hayat kadınıydı)
Kendisi çok saf olduğu için arkadaşımı o kadından bu
şekilde kurtardım.İşleri bozulduğunda gelip benden iş
istedi, Arkadaşımı kendi emrimde çalıştıramazdım,
o yüzden iş vermedim.
Günün birinde karşılaştığı yaşlı adam benim babamdı. Babam ölmek
üzereydi, onu arkadaşımın yanına ben gönderdim ve mirasını ona ben bıraktırdım. Evine gelen dilenci kadın benim annemdi.

Ona bakıp iyi yaşamasını sağlamak için gönderdim. Şu anda evlenmekte olduğu kız de benim kız kardeşim. Onu arkadaşımla evlenmesine ben ikna ettim. Değerli misafirler, işte biz böyle dostuz
C*MEHMETC*

 


* MUTLULUK NE MIDIR ? *

 


Desem ki vakitlerden bir Nisan aksamidir,
Ruzgarlarin en ferahlaticisi senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanlarin en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardim ciceklerin en solmazini,
Topraklarin en bereketlisini sende surdum,
Senden tattim yemislerin cumlesini.

Desem ki sen benim icin,
Hava kadar lazim,
Ekmek kadar mubarek,
Su gibi aziz bir seysin;
Nimettensin, nimettensin!

Desem ki...
Inan bana sevgilim inan,
Evimde senliksin, bahcemde bahar;
Ve soframda en eski serap.
Ben sende yasiyorum,
Sen bende hukum surmektesin.
Birak ben soyleyeyim guzelligini,
Ruzgarlarla, nehirlerle, kuslarla beraber.
Gunlerden sonra bir gun,
Sayet sesimi farkedemezsen,
Ruzgarlarin, nehirlerin, kuslarin sesinden,
Bil ki olmusum.
Fakat yine uzulme, musterih ol;
Kabirde boceklere ezberletirim guzelligini,
Ve neden sonra
Tekrar duydugun gun sesimi gokkubbede,
Hatirla ki mahser gunudur
Ortaliga dusmusum seni ariyorum.

 

 


 
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol